• Tevhidin Uygulanabilirliği  

Allah mefhumunun Var'a, kul mefhumunun yoka tekabül ettiği düşünülürse, zuhur âleminde ayrı ayrı var gibi görünen varlığın, butûnda bir olduğunu kavramak kolaylaşır. “Herkes kendi kabrine gömülecek; Benim kazancım bana, senin kazancın sana; Benim yokluğumda var olan Hakk ihsanıdır, senin yokluğunda var olan da yine Hakk ihsanıdır; Senin evin ayrı, benim evim ayrı” gibi sözlerin tümü, zahiri âlemle ilgilidir. Ama, tevhitte, yani gönül veya birlik âleminde bunların hepsi ortadan kalktığı için, geriye tek varlık kalır. Bu sebeple, biz öğretimizde daima erkândan, protokolden ve karşımızdakini sıkıntıya sokabilecek her türlü davranıştan uzak kalınmasını tavsiye ederiz. Böyle gördük, böyle uygular ve uygulanmasını öneririz.

Tevhit, her olaya uygulanabilir. Örneğin: Bir karanfili ele alalım. Karanfilin pek çok türü vardır. Amerikan karanfili diye bilinen türü; uzun saplı, iri çiçekli ve göze güzel görünen, çiçekçilerin beğendiği bir türdür, ama pek kokusu yoktur. Buna karşılık bir de Çin karanfili vardır ki, bunun sapı kısa, çiçekleri küçüktür ama çok güzel kokar. Karanfillerin bu özellikleri aynen insanlar için de geçerli değil midir? Bir insana dıştan bakarsınız heykel gibi muntazam vücutlu ve güzel görünüşlü olmasına rağmen içinin kof, yani kokusuz olduğunu görebilirsiniz. Bir başkasına baktığınızda ise, dıştan fazla gösterişli olmadığı halde, içinin, yani kokusunun çok güzel olduğunu görürsünüz. Eğer kişi hem güzel, hem de güzel kokuluysa, o zaman aliyyül âlâdır.

Keza, çiçeklerin her mevsimde açanları olduğu gibi, mevsimlik olanları da vardır. Gül de bunlara bir örnek teşkil eder. Onun da mayısta açan cinsleri olduğu gibi, yediveren denen ve her mevsimde açan türleri de vardır. Tıpkı insanlar gibi...

Maalesef, insanlık, kaynağı bir olmasına rağmen, pek çok fırkalara (Gruplara) ayrılmış durumdadır. Sünniler Alevileri, Aleviler Sünnileri, tarikat mensupları da kendi tarikatlarına mensup olanlar dışındakileri beğenmezler. Bunlar arasında cemiyetler kurup menfaat sağlamaya çalışanlar da vardır. Bu farklılaşmalar arasında, insanlık adeta unutulmuş gibidir. Gerçek anlamda ehl-i tevhit olanlar ise, bu durumu görünce, hiç birine bulaşmadan kendi iç âlemlerine kapanmayı tercih etmişlerdir.