Zevk-i aşkınla gönül çoştu misal-i andelib
Raksa gelse çok mu ruhum, sevgiye oldu münîb
Erdi tevfik-i İlâhi rehber oldu aşk bana
Yârimi buldum da bildim, aslıma oldum karîb
Gerçi imkân âleminde ayrı düştük sûretâ
Zâhirâ gurbette olsak, gönlümüz olmaz garib
Küfr ü iman derdine dalmıştı gönlüm bir zaman
Zann ü evham illetinden kurtarıp oldun tabîb
Âlem-i zulmette haşr ü neşr idim ben bî-şuûr
Şimdi sensin akl ü fikrim, haşr ü neşrim ey lebîb
Mürde dil feyzinle hayy oldu ey â canım benim
Senden öğrendim edeb, irfânı ey pîr-i edib
Söyle ey dil, durma söyle aşkını mahbûbuna
Öyle bir mahbûb-i dil ki cümle etvârı necîb
Tâli'i yâr, bahtı yâver bir kulum ki şüphesiz
Sen gibi şah-ı cihana hem-dem oldum ey habîb
Kurb-ı sultan ateş-i sûzandır amma FÂNÎYÂ
Padişahla ülfet etmek her kula olmaz nasib
(1961) |