• Geldi nevruz, oldu âlem cennet-ül me'va yine

Geldi nevruz, oldu âlem cennet-ül me'va yine
Neş'elensin, zevke dalsın Âdem ü Havva yine

Her çiçek açmış gözün, dalmış güzellik seyrine
Reng ü bû salmış cihana gonce-i hamrâ yine

Lâle, sünbül, fesleğen, zambak, karanfil, yasemen
Itr-i canbahşiyle etti dilleri ihya' yine

Mor menekşe baş eğer erbab-ı aşka naz ile
Bazı hercai de olsa, tatlıdır cana yine

Bağda mercanköşke karşı susen açmış gözlerin
Çeşm-i mestaniyle eyler aşkını îma yine

Sînesinde âlemin fuller açılmış, kartopu
Başta hâsıl eylemekte bir garib hulya yine

Gelse nergis bizlere hanımeliyle zevk-i dil
Dembedem müzdad olur da cuş eder sevda yine

Hâsılı bak: “Keyfe yuhyil'arda ba'de mevtihâ”
Âşikâr olmuş bu demde kudret-i Mevlâ yine

Yevm-i Hak'tır yevm-i nevruz, şahidi olmuş cihan
Rakk-i menşire çekildi bir nevin tugra yine

Sırr-ı Ahmed'le Ali, etmiş takattub kıl nazar
Öyle bir vahdet ki andan parladı mâna yine

Kenzî mahfi sırrını ibraz ü ilân etmeye
Feyz-i cavidiyle coşmuş mânevi derya yine

Nefha-yi sırr-ı rübubiyyet ayan olmuş bugün
Gizli bir mâna ifade eyliyor eşya' yine

Bir kitab-ı Hak'tır eşya', ârif-i dânâ okur
Anı tefsir eyler ancak ârif-i dâna yine

Hükmü caridir velâyet sırının her zerreye
Mazharı olsa revadır, muzhırîn her câ yine

Nuru sârîdir risalet bahrinin her katreye
Bahr-i zevke dalsa çok mu KENZİ-i şeyda yine

 

<< Bir Önceki Bölüme Dön  | Başa Dön  | Bir Sonraki Bölüme Geç >>